13 Mayıs 2009 Çarşamba

Tanrı Var mı?

İnsanda 5 duyu organı var.Burnumuz,Dilimiz,Gözümüz,Kulaklarımız,Derimiz.Materyalistler genelde Tanrıyı kabul etmezler.Neden?Çünkü Tanrıyı maddeden bağımsız olarak tanımlarlar ve maddeden bağımsız bir şeyin maddeyi nasıl yarattığına bir anlam veremezler bu yüzden de Tanrı yok derler.Bu durum aslında ilk bakışta çok mantıklı.Çünkü 5 duyu organımızı kullandığımız zaman gerçekten de yukarıda anlattığım gibi bir tablo ortaya çıkar.Peki diyelim ki,gözlerimizi ortadan kaldırdık.Göz diye bir duyu organımız artık yok.O zaman demek ki,renklerden haberimiz olamazdı.Çünkü renkleri anlamamızın başka bir yolu yok.Peki burnumuz olmasaydı,kokulardan haberimiz olur muydu?Tabiki de olmazdı! Peki kulaklarımız olmasaydı ses nedir bilir miydik?Tabiki de hayır! Ya derimiz olmasaydı dokunabileceğimiz şeyleri hayal edebilir miydik? Edemezdik elbette! Ancak renklerin olduğunu bilmeyen veya kokunun ne olduğunu anlayamayan ya da sesten haberi olmaya bir sürü insan var aramızda.Ve sadece onlar için yoktur bu söylediklerim.Buraya kadar tamam.Şimdi sizden bir şey rica edicem.Lütfen öyle bir duyu organı hayal edin ki maddeden bağımsız olan şeylerden de haberiniz olsun.Ben burda asla cin veya ruhları savunmuyorum zaten onların var olduklarına da inanmıyorum.Sadece şunu anlatmaya çalışıyorum,insan vücudu eğerki bir yerde yetersiz kalıyorsa ötesi yoktur demek aptallık olur.'Çünkü evrendeki her şey bizim algılayabildiklerimizle sınırlı değil.'Belki de bir fazla duyu organımız olsaydı Tanrıyı anlayabilirdik.Veya evrimin öyle bir aşaması gelecek ki,Tanrıyı algılayabilicez.. .Bana kalırsa ben Tanrının var olduğuna inanırım.Ve Tanrıya sadece var olduğu için saygı gösteririm.Eskilere baktığımız zaman tüm dinleri kökeninde 'güneş'e hayranlığın yattığını görebilirsiniz.Bu benzetme saçma olduğu kadar mantıklıdır da.Benim Tanrı anlayışıma göre,o sadece onu arayanlara görünür.'Eğer ki, güneşin önüne çıkma isteğimiz yoksa güneş bizim önümüze çıkmaz.'Ve böylece hep karanlıkta kalırız.Bence Tanrı da böyledir.Herkese eşit mesafededir.Ve en tepededir.Görememek için sadece saklanmamız lazım.Ve o da sadece saklananlara görünmez.Tanrının müdahile etmesi ve müdahile etmemesi bununla sınırlıdır diye düşünüyorum.Eğer ki aydınlanmak istiyorsanız yani Tanrıyı görmek istiyorsanız sadece saklandığınız yerden çıkmanız yeterli.Tüm ihtişamıyla sizi saracaktır.Gözleri olan birisine güneşi göstermek aptallık olur.Tanrıda da durum böyledir.Bizim peygamberlere ihtiyacımız yok.Sadece kafamızı kaldırmamız yeterli.Güneş bir şeyi aydınlatıyorsa o şey de güneşi ışığını yansıtır.Ay misali.Herkeste Tanrıyı göremezsiniz.Eğer bunu size söylüyorlarsa sakın inanmayın.Çünkü güneşin aydınlatmadığı birisini yani karanlıkta olan birisini görmeniz imkansız.O insanlarda güneşi de göremezsiniz çünkü onun ışığını yansıtmazlar.Tanrı da aynısını yapar.Onu yansıtmayan kimselerde onu göremezsiniz.Ondan saklanan kimseler karanlıkta kalmışlardır ve onları görmeniz imkansız,onlarda Tanrıyı aramanız yanlış.Herkesi sevemezsiniz.Ya da kimseyi sevmezsiniz.İlkinde sevmediğiniz insanlarda Tanrıyı göremiyorsunuz o yüzden sevmiyorsunuz.Çünkü Tanrı sevgidir.Karşılıklı elektrik alamadığınız kimseleri yani sevgiyi yansıtamadığını düşündüğünüz kimseleri yani Tanrıyı yansıtamadığını düşündüğünüz kimseleri sevmezsiniz.İkincisindeyse siz karanlıkta kalmışsınız.. .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara